30 Haziran 2015 Salı

Siyah Kuru Üzümün Faydaları

7Günde3Kilo
Siyah Kuru Üzümün Faydaları:
Hem mevsiminde hemde kurutularak tüketilen siyah üzümün faydaları aslında saymakla bitmez. Kuru üzüm adeta sağlık deposudur. Siyah ...kuru üzümün faydalarını okuduğunuzda tazesinden hiçbir farkı olmadığını anlayacaksınız.
- Kara üzüm, güzellik iksiri, gerçek beyin besini ve zayıflamak için yapılan rejimlerin ana ürünüdür.
- Kara üzüm tıpkı aspirin gibi kanı sulandırdığından koroner kalp hastalıklarına karşı insanları koruyucudur.
- Kara üzümün kabuğunda bulunan ve fitoaleksin grubu bileşiklerden olan resveratrol vücutta kanser oluşumunu engeller.
- Bazı karaciğer rahatsızlıkları ve kansızlık tedavisinde de etkilidir
- Kara üzüm, içerdiği meyve asitleri ve lifli yapısından dolayı mideye zarar vermeksizin böbrek ve bağırsak sisteminin düzenli çalışmasını sağlar ve kanın temizlenmesi için yardımcı olur
- Kara üzüm, vücuttaki yağların erimesi için yardımcı olur.
- Kara üzüm, vücudu virüslere karşı daha dirençli hale getirir.
- Kara üzümün kabuk ve çekirdekleri bağırsak metabolizmasını hızlandırır.
- Kara üzüm, cildin taze ve temiz bir görünüm almasında etkilidir.
_Öğleden sonra yenilen bir salkım kara üzüm veya içeceğiniz bir bardak taze sıkılmışüzüm suyu vücudu ve beyin hücrelerini zindeleştirir.
-Bir kilo üzüm, bin 150 gram süt, 390 gram et, 300 gram ekmek ve bin 200 gram patatese eşdeğerdir
- Kara üzüm Amino asitler, B vitaminleri (B1, B2), mineraller, potasyum, magnezyum ve demir içerdiğinden bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
- Kara üzüm içeriğindeki doğal fruktoz sayesinde vücudun harcadığı enerjinin kısa sürede depolanması için etkili olur.
- Kara üzümün içeriğindeki magnezyum insanın iş verimliliğini arttırır.
- İçeriğindeki asitler ( tartarik, sitrik , malik, süksinik, fumarik , pyruvik , oxaglutarik, gliserik, glikolik, dimetil-süksinik, shikiminik ve guinik asit ) mideye zarar vermeden böbreklerin ve karaciğerin çalışmasını hızlandırır.
- Kara üzüm İçerdiği bioflavonoidler nedeniyle C vitamini aktivitesini çoğaltır.
- Kara üzüm Alerji ve kireçlenmelerde iltihap oluşumuna engel olur.
- Kara üzüm besinlerin parçalanması neticesinde oluşan serbest radikallerin kılcal damarların duvarlarına saldırmasına karşı güçlü bir antioksidant görev üstlenerek düşük yoğunluktaki lipoproteinlerin (LDL) kılcal damarlar içinde birikmesini engeller.
- Kara üzüm hücrelerde değişim sonucunda tümör oluşmasına izin verebilecek hücre için moleküller üzerine serbest radikallerin saldırılarını bloke eder ve neticede kanser oluşumunu engeller.
Üzüm ürünlerindeki demir, kalsiyum ve potasyum minerallerinin, kemik gelişimi yanında kansızlığı, halsizliği, zayıflığı ve ishali tedavi edici özelliği bulunmaktadır.
Kilo almak isteyen de rejim yapmak isteyen de üzüm yemelidir çünkü enerji verir.
Protein ve karbonhidrat kaynağıdır. A,B1,B2,B6, C vitaminleri ile fosfat, kalsiyum, demir, fosforik asit, organik asitler, formik asit minerallerini içerir. Günlük kalsiyumun 1/5’ini ve demirin ise 1/3’ünü karşılar. Mineraller halsizliği, kansızlığı, ishali ve zayıflığı tedavi eder.
Karaciğer zafiyetine, öksürüğe, bronşite iyi gelir.
Unutkanlığı azaltıcı etkileri olduğu gözlemlenmiştir.
Diş çürümelerini engeller.
Üzümde yüzde 20 oranında direk olarak kana karışan şeker vardır. Bu özelliği ile bedenen ve zihnen çalışanlar için iyi bir gıdadır.
Gıda şekli anne sütüne benzer.
Üzümdeki bol demir kan yapar. Afiyet olsun…

28 Haziran 2015 Pazar

Kalp Ağrıları

KALP AĞRISI

Kalp nedir?

Dolaşım sistemimizin merkezi olan kalp, içinde dört odacık bulunan, çalışması sinirler tarafından kontrol edilen, herkesin kendi yumruğu büyüklüğünde olan ve sol tarafımızda bulunan bir organımızdır. Kalbimiz bir pompa gibi bütün vücudumuza kan pompalayarak hücrelerimizin ihtiyaçlarını karşılar. Bu yüzden kalbimizde meydana gelen herhangi bir şikâyet ciddiye alınmalıdır.
Makalemizde kalp ile ilgili ağrının belirtileri, nedenleri, kimlerde görülür gibi soruların cevaplarını bulacaksınız.

Kalp Ağrısın Belirtileri:

Kalpte batma hissi, yanma ve sancılanma görülebilir. Merdiven ya da yokuş çıkarken (yani fiziksel bir aktivite sırasında) göğüste ortaya çıkan basınç ya da sıkışma tarzındaki bir ağrının sol kola, boyna, çeneye yayılmasına dikkat etmek gerekir. Bu strese bağlı da olabilir. Biraz dinlenildiğinde ağrı rahatlar, azalır, geçer. Ağrılar sol kol, boyun, omuz, sırta kadar yayılabilirler. Bunu yanı sıra baş dönmesi, terleme, nefes darlığı, bulantıda bu sorunlara eşlik edebilir. Sol göğüste meydana gelen her ağrı kalp kaynaklı olmayabilir. Ağrılar yaklaşık olarak 10 dakika kadar sürebilir. Bir miktar dinlenmekle geçebilen ağılardır.


Kalp Ağrılarının Nedenleri:

Düzensiz ve stresli bir hayat, aşırı gayret sarf etme, yorgunluk, sinir bozukluğu, şiddetli romatizma veya doğuştan meydana gelen kalp hastalıklarında kalpte ağrılar görülebilir.
Sindirim sistemine ait bozukluklarda, göğüs kafesine bağlı olan kaslar, sinirler, bağlar ve benzeri yapılarla ilgili bir sorunda da göğüste ağrı meydana gelebilir. Bu ağrılar kalp ağrıları ile karıştırılmamalıdır. Özellikle yaşlılar ve şeker hastası olan kişilerde bu tip rahatsızlıkların görülmesi muhtemeldir.
Bunun yanı sıra kalbi besleyen koroner damarlardaki başta kolesterol nedeni ile meydana gelen tıkanıklıklar veya sertleşmeler (ateroskleroz) de kalp ağrılarını temelini teşkil eder. Bu en sık rastlanan kalp rahatsızlığıdır. Enfarktüs adı da verilen bu tip ağrılarda göğüs duvarının ardında sıkıştıran bir ağrı söz konusudur. Ağrı batıcı tarzda olmamaktadır. Enfarktüs sonrası kalp hücreleri geriye dönüşümsüz olarak ölmeye başlar. 6–12 saat içinde o bölgedeki tüm hücreler ölür.
Kalp ağrılarının meydana gelmesindeki asıl neden kalbe giden kanın miktarının azalmasıdır. Kan miktarının azalmasına bağlı olarak kalp beslenemeyecek ve oksijensiz kalacaktır. Bu da kişinin hemen durmasına ve dinlenmesine sebep olacaktır. Genellikle bir miktar dinlendikten sonra ağrı kaybolur. Şayet kaybolmuyor ise vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.
Kalp hastalıklarında koroner damar hastalıklarının yanı sıra diğer yaygın hastalık da kapak hastalıklarıdır. Kalp kapak hastalıklarının en büyük nedeni ise akut eklem romatizmasıdır. Eklem romatizmalarının en çarpıcı belirtisi eklemlerdeki iltihaptır. Bu hastalık kendini eklem yerlerindeki kızarma, şişme, ağrı ve ateş ile gösterir. En çok etkilediği organ ise kalptir.
Eklem romatizması ise boğaz anjininden sonraki (steptekok faranjiti) 10-20 gün sonrasında ortaya çıkabilir. Eklem romatizmasıyla mitral kapak yaprakları kalınlaşır, birbirine yapışır, kireçlenir ve hareketsizleşir. Bu ise kalbin pompaladığı kanın azalmasına bunun sonucunda da nefes darlığına, halsizliğe, çabuk yorulmaya, çarpıntıya neden olur.

Kalp Ağrılarında Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Bütün kalp hastalıklarında aşağıdaki maddelere dikkat etmek gerekir.
• Sinirlenmeyin.
• Sigarayı bırakın.
• Şişmanlamamaya ve kilonuzu muhafaza etmeye çalışın.
• Fazla yorucu işler yapmayın.
• Uyku ve dinlenmenizi ihmal etmeyin. Koşmayın, acele etmeyin.
• Her gün bir öncekinden daha iyi olduğunuza inanın. Kabız olmamaya dikkat edin.
• Çürük dişleriniz varsa, tedavi ettirin.
• Fazla miktarda yağlı sığır veya koyun eti, sütlü şeyler yemeyin.
• Konserve, pastırma, salam, peynir, turşu, balık ve çikolata gibi şeyleri mümkün olduğunca azaltın.
• Yemeklere tuz koymayın.
• Yemeklerinizi mısırözü, ayçiçeği veya haşhaşyağı ile hazırlayın.
• Bol taze sebze ve meyve yiyin. Bol yoğurt yiyin.
• Düzenli bir şekilde az da olsa sürekli egzersiz yapın.

Kalp ağrısı durumunda hemen bir doktora gidilmeli:


Göğüs ağrıları bir kalp krizinin(enfarktüs), kas adalesi iltihabı(miyokardit), kalp zarı iltihabı(perikardit) veya kalp kapakçığı hastalıkları(mitral hastalıklar)nın habercisi olabilir. Ya da o anda geçirilmekte olan bir kalp krizine ait olabilir. Bu nedenle göğüs ağrısı ihmal edilmemesi gereken bir yakınmadır.

Kalp ağrısı ve tedavisi;


Eğer kalpte hastalığa ait belirti görülürse şayet ilaç tedavisi ile düzelebilecek bir durum söz konusu ise tedavi bu şekilde doktor kontrolünde devam ettirilir. Perhiz vermiş ise uygulanır. Hastada hayati tehlike varsa hemen kalp ameliyatı ile hastaya müdahale edilir. Açık kalp ameliyatı genellikle kalp kapakçığında, kalp odacıkları tedavisinde, doğuştan gelen kalp bozuklukların düzeltilmesinde ve ağır kalp damar hastalığının tedavisinde gerekli görülür.
Ameliyattan sonra hastanın günlük bakımı, yediği yemekler ve doktorun vermiş olduğu ilaçların düzenli bir şekilde alınması gerekir. Bu durumda hasta kendine bakmaz ise kalbinde olan ağrılar tekrar ortaya çıkar ve kalp ameliyatı ikinci seferde daha ağır geçebilir. Bu da hastada hayati tehlike oluşturur.

Kalp ağrısı için Şifalı Bitkiler:

Brokoli: Dolaşım hastalıklarına faydalıdır.
Çamfıstığı: Kalp hastalıklarında da faydalıdır.
Domates: Kalp hastalıklarına karşı etkili domates içerdiği likopen sayesinde vücudu kalp hastalıklarına karşı korur.
Elma: Günde bir elma yemek kalp ve dolaşım sorunlarına karşı etkili
Enginar: Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler.
Güzelavratotu: Kalp hastalıkları için yapılan ilaçlarda kullanılır.
Havuç: Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü azalttığı günde iki havuç ise erkeklerde kandaki kolesterolü düşürmeye yardımcı olduğu görülmüştür.
Hurma: İsrailli bilim adamları hurma kalp ve damar hastalıklarından korunmak için önerilen elmadan daha etkili olduğunu açıkladılar.
Ispanak: Kalp hastalıklarına karşı etkili
Katırtırnağı: Kalp hastalıklarına karşı etkili
Kekik: Kalp çarpıntısını keser.
Kivi: Alman bilim adamları, kivinin kalp hastalığı riskini yüzde 50 azalttığını ifade ediyorlar.
Patlıcan: Kalp çarpıntılarının giderilmesine yardımcı olur.
Portakal: Kalp hastalıklarına karşı etkili, kolesterolü düşürür.
Salatalık: Kalp hastalıklarında vücutta biriken suyun dışarı atılmasına yardımcı olur, kolesterolü düşürür.
Soğan ve sarımsak: Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı riskini azaltır. Soğan içerdiği kimyasal maddelerle kalbimizi güçlendiriyor ve alerjik reaksiyonları engelliyor. Newcastle'da yapılan araştırmalar, düzenli bir şekilde soğan yiyenlerin damarlarının tıkanma riskinin azaldığını gösteriyor.
Şebboy: Bu bitkinin tohumları kalp üzerine etkili bileşikler taşır.
Zeytinyağı: Barcelona’da yapılan Kardiyoloji Kongresi’ndeki bir sunumda özellikle sızma zeytinyağının kalp - damar sistemine çok faydalı olduğu açıklanmıştır.

Dikkat!!!!
Ağrı belirtilerin ilk başladığı günlerde hemen endişe etmemek gerekir. En sık karşılaşılan problem ağrı meydana geldiği zaman ‘ya kötü bir şey çıkarsa’ diye düşünüp hekime başvurmamaktır. Var olan gerçek hiçbir zaman değişmeyecektir. Bu yüzden gecikmeye meydan vermeden bir hekime başvurmalısınız. Gecikmeniz karşılaşmaktan korktuğumuz olayları yok etmez aksine büyütür. Sonunda kolayca halledilecek bir sorununuz varken kaybettiğiniz zaman, bu sorunu daha da büyümüş bazen de çözülemez bir hale getirmiş olacaktır. En değerli varlığımız bedenimizdir. Bedenimize sahip çıkalım.

NOT: Göğüs kafesimizde meydana gelen her ağrı kalp ağrısı değildir. Bazı durumlarda göğüs kafesimizdeki kaslar da ağrıyabilir. Bu göğüs ağrılarının kalp ağrılarından ayırmanın en iyi yolu, ağrıların sol kola doğru inip inmediğine bakmaktır. Kalp ağrısında ağrı: göğüsten başlar ve çeneye, omuzlara oradan da sol kolun içine doru yayılır. Ağrı genelde göğüs derinliklerindedir.

Saçta Bitlenme

GirişŞaç Biti ve kurtulma Yolları
Büyük ihtimalle siz de daha önce hiç bit görmeyenlerdensiniz. Bu makalenin amacı, herhangi bir bitlenme durumunda, bununla nasıl mücadele edeceğinizle ilgili bilgi vermektir. Şunu unutmayın ki bitlenme yüzünden büyük huzursuzluklar yaşamanıza hiç gerek yoktur. Çünkü bitlenmek sizin pis veya ailenize dikkat etmeyen birisi olduğunuzu göstermez. Bit insanlarda konaklayan bir parazittir ve temiz-sağlıklı insanlarda da görülebilir.
Ön Bilgi
Bitlerin derideki küçük ısırıkları aşırı kaşıntıya neden olan küçük yaralar meydana getirir. Aşırı kaşıntının bir nedeni de bitin tükürüğünün bu yaralara nüfuz etmesidir. Aşırı kaşıma isteği, deride zedelenmeye yol açarken, lenf düğümlerinde de şişme meydana gelebilir.
Bitler nasıl fark edilir?
Başın veya vücudun belli bölgelerinin aşırı kaşınması, bir bitlenmenin ilk belirtileri olabilir. Saçlar çok dikkatli bir şekilde incelenmelidir. Dikkat edilmesi gereken sadece bitler değildir. Saçı incelerken saçlara sıkı bir şekilde yapışan bit sirkelerinin (bit yumurtası) olup olmadığı da incelenmelidir. Bitlerin en sevdiği bölgeler, başın üst, yan ve kulak arkası bölümleridir. Bit sirkelerini ve bitler gözle kolayca görülebilirler; fakat bir büyüteç kullanmanız teşhisi kolaylaştıracaktır.
Bit Sirkesi Hakkında.
bit larvaları saçta büyürBit sirkesi dediğimiz küçük gri-beyaz kabukçuklar bitlerin yumurtalarıdır. Yumurtaların büyüklüğü yaklaşık 0,8-1 mm’dir. Larvaların boyutları biraz daha küçüktür. Bilinmesi gereken önemli bir unsur da, bitlerin 3 farklı aşamada üredikleridir. Her bir nesil arasında en az 18 gün bulunmaktadır. Bit sirkelerinin larvaya dönüşmesi 7 ila 10 gün ve yine larvaların bite dönüşmesi de 7 ila 10 gün sürmektedir. Son deri değişiminden yaklaşık 1 ila 2 gün sonra larvalar artık birer erişkin bit halini almıştır ve üreme süreci tekrar başından başlamaktadır.
Bit sirkeleri saça diplerine yakın bir yerden çok güçlü bir madde sayesinde sıkı bir şekilde yapışıktırlarından normal bir saç yıkamasıyla bunlardan kurtulmak mümkün değildir. Bit sirkelerini kepekten veya diğer küçük maddelerden ayıran en önemli özellik, saça sıkı bir şekilde yapışık olmaları nedeniyle saçtan kolayca ayrılmamalarıdır.
Bit sirkeleri, başın dışında vücudun üst bölümündeki kaş, sakal veya koltuk altı gibi kıllı bölümlerine de yerleşebilirler. Bitlenme çok güçlü bir şekilde yayıldığında, bit sirkeleri başörtüsü, şapka, atkı veya saç bandı gibi giyim eşyalarının kumaş dokularının arasına da yerleşebilmektedir.
Nasıl bulaşır?
Bitler insandan insana, bir kafadan diğer kafaya kolayca geçerler. Başında bit bulunan bir kişiyle yakın temas, oyun oynarken veya okulda başların birbirine yaslanması veya yüze düşen saçların hızlı bir şekilde arkaya atılması dahi bitlerin bulaşması için yeterli olabilmektedir. Başörtüsü, yastık, örtü, tarak, saç fırçası veya tüylü küçük oyuncaklar gibi eşyaların ortak kullanımı da bitlerin yayılmasını kolaylaştıran etmenlerdendir. Dolapların içinde yan yana asılmış durumdaki giyim eşyaları (örneğin, başörtüsü, şapka vs.) aracılığıyla da bitler kolayca bu eşyaları kullanan kişilere geçerler.
Bitlerden nasıl kurtulunur?
1- Bitlerden kurtulmak için bitleri öldüren bir madde kullanmak gereklidir.
2- Bunun için gerekli maddeleri doktorunuz veya doğrudan eczane aracılığıyla edinebilirsiniz.
3- Bitten arındırma müdahalesi küçük bir bebek veya çocuk üzerinde veya hamilelik ve emzirme döneminde yapılacaksa mutlak suretle bir doktora danışılmalıdır.
4- Doktordan veya eczaneden edindiğiniz ilaçlı maddeyi kullanmadan önce paket içeriğindeki prospektüsü baştan sona mutlaka okuyunuz ve talimatları birebir uygulayınız. Ancak bu şekilde etkili bir sonuç almak mümkün olacaktır.
5- Saç ne kadar kısa olursa müdahale de o denli kolay ve sonuç da o kadar başarılı olacaktır.
6- Baş yıkanırken son durulama suyuna mutlaka belli miktarda sirke karıştırılmış olmalıdır. Karışım 5 birim suya karşılık bir birim % 6’lık yemeklik sirkeden oluşmalıdır. Sirkenin, bit yumurtalarının (bit sirkesi) saça tutundukları maddeyi yumuşatma özelliği bulunmaktadır. Şifalı Bitkiler
7- Baş yıkandıktan sonra saçlar tırnak aralıkları çok dar olan özel bir tarak ile defalarca ve dikkatli bir şekilde taranarak sirkeler ayıklanmalıdır.
8- Bu işlemlerden sonra saçlar bit sirkesi açısından dikkatle incelenmelidir. Anti-bit ilaçlarının yanlış kullanımı, bit sirkelerinin hayatta kalması anlamına gelebileceğinden bitlerin bir iki hafta sonra tekrar ortaya çıkması söz konusu olabilir.
9- Tüm parazitlerden tam olarak kurtulabilmek için, ensenden başlayarak saçlar öne doğru küçük demetler halinde bağlanmalı ve diplerinde bit sirkesi olan kesimler dibe yakın yerden olacak şekilde kesilmelidir. Bu yöntem çok zaman alıcı olsa da, oldukça işe yarar.
Uygulama Hataları Nelerdir?
1- Yağlı durumdaki saça ilaçlı maddeyi kullanmayınız, etkisi yetersiz kalacaktır.
2- Uygulamadan önce saçı yağlandıracak şampuan veya solüsyon kullanarak saçı yıkamayınız.
3- Saçı iyice kurulayınız. Islak saç ilaçlı maddeyi incelterek etkisinin azalmasına neden olmaktadır.
4- Kalıcı ve güvenli bir uygulama olması açısından tüm prosedür 8 gün sonra tekrar edilmelidir. Çünkü hayatta kalmış olabilecek bit sirkeleri bu zaman zarfında larvaya dönüşmeye başlamaktadır.
5- Bitleri yok etmeye yönelik bu uygulama, bitin gelme ihtimali olan tüm ev halkı gibi yakın çevresindekileri de kapsayacak şekilde ve mümkünse aynı zamanda yapılmalıdır.
6- Başarılı bir müdahalenin ardından, özellikle çocuklar belirli bir zaman boyunca düzenli olarak kontrol edilmelidirler. Çünkü yapılan bu uygulama yeniden bit bulaşmasını önlememektedir.
7- Bit bulaşmış veya bitlerden tam olarak arındırılmamış kişilerle yakın temas kurulması, bitlerin tekrar bulaşmasına neden olacaktır. Bitlerin tekrar bulaştığının tespit edilmesi halinde, bitten arındırma uygulaması tekrar yapılmalıdır.
8- İşin en önemli kısmı, bitlerin kaynağının tespit edilmesidir. Öğretmenin veya velilerin bilgilendirilmesi oldukça önemli bir adım olacaktır.
Kullanım eşyaları ve çamaşırlar:bit
Çoğunlukla bitlerin geldiği yerle doğrudan teması olan eşyalar ve çamaşırlar bitleri veya bit sirkelerinin barındırmaktadır.
Tarak, saç ve elbise fırçası, toka, saç lastiği gibi saç süsleri: İyi bir şekilde temizlenmelidir (örneğin, bit şampuanı ile).
El bezleri, çamaşırlar ve nevresimler, giyim eşyaları, tüylü küçük oyuncaklar birer potansiyel taşıyıcı olabilirler.
En uygun bitten arındırma yöntemleri:
1- Çamaşırlar ya kaynatılarak veya en az 60 °C’de yıkanarak
2- -10 °C ila -15 °C’de bir günden fazla tutarak
3- Ağzını iyi bir şekilde kapatma imkanı olan bir naylon poşetin içinde dört hafta boyunca kapalı tutmak. Bu şekilde bitlerin ölmeleri ve sonradan çıkacak olan larvaların da açlıktan ölmeleri sağlanmaktadır.
4- Odaların, mobilyaların, kitap veya defterlerin bitlerden arındırılmaya çalışılması boşuna bir çabadır ve gereksizdir. Genel olarak bu tür bitlerin her 2 ila 3 saate bir kan emmeye ve aynı zamanda insan vücudunun yaydığı sıcaklığa ihtiyacı vardır. Bu nedenle bitlerin kendi istekleriyle insan dışında bir yere gitmeleri mümkün değildir. Ancak çok güçlü bir bit salgını söz konusu olduğunda yerlerin ve kumaş kaplı koltukların dökülmüş saçlardan iyice temizlenmesi yararlı olacaktır.
Bitlerle Mücadelede Lütfen Şu Hususlara Dikkat Ediniz:
1- Bitler temiz insanlara da geçmektedir. Bundan dolayı gereksiz yere utanmayın!
2- Bit tespit etmeniz halinde derhal bitten arındırma işlemine başlayınız, Mutlak suretle nereden bulaştığını tespit edip okula veya çocuk yuvasına bilgi veriniz! saç biti
3- Bit tespit edilmesi halinde tüm aile fertleri tek tek kontrol edilmeli ve bitten arındırma işlemi tüm aile fertlerine uygulanmalıdır. Aynı durum okul, çocuk yuvası gibi topluca bulunulan yerdeki kişiler için de geçerlidir.
Bitlerle mücadelede en önemli unsur belirlenen kurallara ve alınan tedbirlere harfiyen uymaktır.
4- Yukarıda anlatılan kurallara uymanız ve verilen önerileri uygulamanız halinde, siz veya çocuğunuz bit istilasında en yakın sürede kurtulacak ve bundan sonrası için biraz daha dikkat göstererek böyle bir sorunla bir daha karşılaşmayacaksınız. 

Sarımsak Faydaları Ve Sarımsak Kullanımı

Genel OlarakSarımsağın Faydaları
Sarımsak veya sarmısak (Allium sativum L.), 25-30 cm yükseklikte, yeşilimsi beyaz veya pembe çiçekli, otsu bir kültür bitkisidir. Nadir olarak tohum bağlar. Bu nedenle soğancıkları (diş) ile üretilir. Ülkemizde “Beyaz sarımsak” ve “Siyah sarımsak” olmak üzere 2 çeşit yetiştirilmektedir. Vatanının orta Asya stepleri olduğu sanılmaktadır. Beyaz veya pembemsi renkli, az adette soğancıkdan (diş) meydana gelir. Dişlerin hepsi bir arada bir kabuk tarafından sarılmışlardır. Çok kuvvetli ve keskin bir kokusu ve yakıcı bir lezzeti vardır.
Etken Maddesi
Sarımsağın etken maddesi Allin’dir alin alındıktan sonra enzimatik olaylarla Alicin olarak vücutta değiştirilir. Bu maddenin insan vücudunda oksitleyici etkisi vardır.
Bitkisel Tedavide kullanım alanları.
Sarımsak gerçekten saymakla bitmeyecek ve tamamı da bilinemeyecek kadar yararı olan bir bitkidir. Özellikle;
  • Kurt veya solucan düşürücü olarak,
  • Haricen yara iyi edici olarak,
  • Mantar hastalıklarını engelleyici ve tedavi edici olarak,
  • Saçkıran hastalığını tedavi edici olarak,
  • Tansiyon düşürücü olarak,
  • Antiseptik olarak,
  • Kolesterol düşürücü olarak,
  • Safra salgılarını artırıcı olarak,
  • Kurşun ve yılan zehirlenmelerinde etken olarak,
  • Sakinleştirici olarak, şifalı bitkiler
Kullanılan sarımsak dan birden farklı yöntemle etken madde alınır.
Sarımsak dan etken madde elde edilmesi
1- Üsare(Tentür) Yöntemi: Usare hazırlamak için bir miktar sarımsak havanda ezilir, sıkılarak alınan usarenin 1 gr miktarı 10 gr su ile sulandırılır ve bu karışımın içine, usarenin bozulmasını önlemek için, 10 damla kadar etil alkol konur.
tentür, lapa
2- Emdirme Yöntemi: Bu yöntemde bütün halindeki sarımsaklar ortadan iki ye kesilerek bir ekmek kabuğu gibi emici bir besine sürülür ve içindeki etken maddenin bi emici besin tarafından alınması sağlanır.
3- Sarımsak ruhu Yöntemi: İncecik kıyılan sarımsaklar bir havana alınır ve üzerine bir miktar tuz eklenerek iyice dövülür. Daha sonra biraz dinlendirildikten sonra üzerine duruma göre bir miktar su eklenir. Tekrardan dinlendirilen karışım iyice karıştırılır ve süzülür. Sıvı kısım haricen(dış deriye sürülerek) veya Dahilen (ağızdan alınarak) kullanılabilir.
4- Lapa Yöntemi: Bu yöntemde İnce ince kıyılan sarımsaklar havana alınır ve güzelce dövülerek lapa haline getirilir. Daha sonra bu lapanın üzerine tuz veya alkol bazı durumlarda ise(Ayak Mantarı Enfeksiyonlarında) ikisi de birlikte katılarak karışım dinlendirilir
Sarımsağın Tedavilerde Uygulanması:
Kurt ve solucan Düşürücü: Kabuğu soyulmuş olan bir sarımsak dişi bir ekmek kabuğu parçasına kuvvetle sürülür ve çıkan esansı emmiş olan ekmek parçası yenilir.
Aynı amaç için sarımsak şurubu da kullanılmaktadır. 100 gr parçalanmış sarımsak, 200 gr su ve 200 gr şeker ile 1 gün bekletildikten sonra iyice karıştırılıp süzülür. Elde edilen şuruptan günde 2-3 yemek kaşığı içilir.
Yara İyileştirici: Lapa yöntemiyle hazırlanan sarımsak yaranın üzerine sürülür bir miktar beklendikten sonra temizlenerek tahriş edici etkilerinden kurtulunur.
Saç Kıran Hastalığı: Üsaresi yapılan sarımsak hazır olarak bekletilir. Saç kıranın olduğu yerler bir kibrit çöpü veya buna benzer bir şeyle iz yapmayacak şekilde hafifçe kazınarak tahriş edilir. Hemen ardından sarımsak tentürü bu bölgeye sürülür bir miktar bekledikten sönra bölge yıkanarak temizlenir.(beklemek: Yaklaşık 30-60 dk)
!!!!Önemli!!!!: Bazı durumlarda saç dökülmesine de iyi geldiği bildirilmiştir. Kullanan ve gerçekten fayda sağladığını bildiren hastalar mevcuttur. Saç dökülmesinde sarımsak ruhu Yönteminin kullanılması daha iyi olacaktır.
Ayak Mantarı Hastalığı: Bu hastalığın iyileştirilmesi ilgili linkte detaylı olarak anlatılmıştır. Bilgi almak için Lütfen Tıklayınız.
Tansiyon düşürücü olarak: 10 gr sarımsak başı ezilir, üzerine 10 gr etil alkol konur, karışım 1 gün bekletildikten sonra ince bir bez veya süzgeçle süzülür. Elde edilen özsudan günde 3 defa 15-30 damla alınır.
!!!!Dikkat!!!!
Yan Etkileri:
Sarımsağın özellikle çiğ olarak fazlaca tüketilmemesine dikkat edilmelidir. Bu şekildeki aşırı tüketim midede tahriş edici etkiye sebep olmaktadır. Özellikle tansiyon problemi olanlarda daha dikkatli olunmalıdır. Çünkü çiğ sarımsak tansiyon üzerinde düşürücü etkiye sahiptir. Bazı durumlar da çiğ sarımsak bir tür anemiye(kansızlık) neden olmaktadır.
Eğer kendinizi diğer günlerden daha yorgun, halsiz ve ağırlaşmış hissediyorsanız. Gözlerinizde kararmalar veya pul pul olmalar yaşıyorsanız. Hafif baş dönmesi ve tansiyon düşüklüğü mevcutsa sarımsaktan şüphelenebilirsiniz.

Keten Tohumu

Genel olarak
Keten 30 ila 100 cm boyuna ulaşabilen bir yıllık bir bitkidir. Aslında yabani keten in kültüre alınmasıyla tarımı mümkün olmuştur. Özellikle Akdeniz havzasında yetişir ve yayılım gösterir. Tepeye doğru dallanan yeşil bir gövdeye sahip olan keten ucu sivri olan uzun yapraklara sahiptir. Çiçekleri gök mavisi renginde ve oldukça gösterişlidir. Meyveleri yaz sonlarında olgunlaşır. Meyveler içerisinde 2 adet tohum barındıran sivri yapılı kahve renklidir. Bu bitki özellikle ılıman karakterli iklimleri sevmektedir. Kireçli topraklarda yetişen keten bitkisi tohumları sayesinde üretilebilmektedir.


Keten tohumu neden değerlidir?
Keten tohumunun;
  • Kolesterolü düşürdüğü, felç ve kanser için iyi bir destek gıdası olduğu,
  • Sindirim sisteminde mide ve bağırsak iç duvarlarını temizlediği ve
  • Genelde kabızlığa iyi geldiği,
  • Özellikle de unutkanlık gibi rahatsızlıklara birebir olduğu bilinmektedir.
Yukarıdaki sayılanlardan farklı olarak keten tohumu;
  • Kan şekerini ayarlamada,
  • Bazı deri hastalıklarının iyileştirilmesinde
  • Bazı yaraların daha çabuk iyileşmesi için destekleyici gıda olarak
  • Kemik ve destek sistemin kuvvetlendirilmesinde
  • Bazı solunum yolu rahatsızlıklarında
  • Deri ve organların dış yüzeylerini örten dokuların yenilenmesine yardımcı olmasında uzun zamanlardan beri kullanılmaktadır.
Keten tohumunun kullanıldığı yerler nerelerdir?
1- Omega–3 içerir hem de yüksek oranda.
Öncelikle ketentohumu yüksek oranda Omega–3 içermektedir. Omega–3 bilindiği üzere daha esnek bir yağ asidi içerir buda hücre zarının daha akışkan olmasını sağlar. Akışkanlığı artan hücre zarında proteinler birbirleriyle daha iyi etkileşime girer. Aslında keten tohumunun hücre zarıyla ilgili rahatsızlıklara iyi gelmesinin esprisi yapısında bulunan Omega–3 yağda yatar. Yukarıda verilenlere dikkat edilirse deri ve iç organların üzerini örten zarlarla ilgili hastalıkların tamamına iyi gelmektedir keten tohumu.
Özellikle balık sevmeyenlerde ve dahası vejetaryenlerde eksikliği önemli olan Omega–3 lerin yerine konulması açısından keten tohumu çok değerlidir.
2. Zayıflatıcıdır.
Keten tohumu ve keten tohumu yağı iki önemli sebepten dolayı zayıflatıcı etkiye sahiptir. Bunlardan birincisi insana tokluk hissi veriri ve yeme dürtüsünü baskılar. İkincisi ise bağırsakların ve sindirim sisteminin daha düzenli ve iyi çalışmasını sağlar.
3- B12 vitamini içermektedir
Yine dışarıdan alınması gereken önemli temel maddelerden birisi de B12 vitaminidir. Bu vitamin açısından oldukça değerli olan keten tohumu yine vejetaryenler için önemli bir besin olmaktadır.
Keten tohumunu nasıl tüketmeliyiz?
Keten tohumunu; yağ şeklinde, taneler halinde veya infüzyon(demlenmiş) şekilde alabilirsiniz.
Öğütülmüş haldeki keten tohumu eğer bir kap içerisinde barındırılmaktaysa yaklaşık 1 ay kadar tazeliğini korumaktadır.
Yok, eğer tohum şeklinde keten tohumu aldıysanız bir bölümünü nemli pamuk arasına alınız ve çimlenmesini bekleyiniz. Eğer keten tohumları çimleniyorsa bilin ki almış olduğunuz keten tohumu tazedir ve rahatlıkla tüketilebilir. (uyarı: Çimlenen keten tohumlarını tüketmeyiniz. Onları atınız )
Diğer yandan yağ halinde tüketilecek olan ürün de güvenilir kanallardan alınmış olmalıdır.
Tane halinde keten tohumu
Bu şekilde alınan keten tohumunun özellikle sindirim sistemini düzenlediği bilinmektedir. Ancak sert tohumlar dişlerle tam öğütülemez ve sindirimi az olur. Genelde 1–1,5 çorba kaşığı sıcak suyla ıslatılarak yoğurt vb yiyecek maddeleriyle karıştırılıp tüketilebilir.
Yağ halinde
Eğer keten tohumu yağı alacaksanız; özellikle küçük şişelerde ve güvenilir yerlerden almalısınız. Aldığınız bu yağı Işık, ısı ve ağır kokulu ortamlardan korumalısınız. Keten tohumu yağı günde 1–1,5 tatlı kaşığı alınabilir. Bazı besinlerle birlikte de alabilirsiniz bu sizin damak zevkinize kalmıştır.
Öğütülmüş halde keten tohumu
Bu konuda dikkatli davranmalısınız. Çünkü almış olduğunuz tozun ne zaman öğütülmüş olduğunu bilemezsiniz. Eğer güvenilir bir yerden almıyorsanız size tavsiyem tohum olarak alın ve çimlendirme tekniğiyle tazeliğini kontrol edin.
Sıvı halinde
Bu şekil keten tohumunun demlenmesi(infüzyon) ile elde edilmektedir. Günlük tüketilebilecek miktarlarda kaynamış suya ketentohumu katılarak yapılır. Fazla beklemeden tüketilmesine özen gösterilmelidir.
Keten tohumu ekstratı kapsülleri(keten tohumu kapsülleri)
Keten tohumunun etken maddelerinin çıkartılmasıyla oluşturulan ticari kapsüllerdir bunlar şifalı bitkiler satan yerlerde ve eczanelerde bulunabilir.

Uyarılar!
  • Keten tohumunu küçük yaşındaki çocuklara vermeyiniz. Eğer kullanmak istiyorsanız miktarını az tutunuz.
  • Keten tohumunu emziren ve hamile olan bayanlar kullanmamalıdır. Bu konuda yeterli bilgi mevcut değildir.
  • Keten tohumunun çokça kullanılması bayanlarda selülite neden olmaktadır. Kullanımı abartmayınız.
En önemlisi: Bu bitkiler mucizelere neden olmazlar destekleyicidirler asla ilaç yerine geçemezler. Hastalık hallerinde mutlaka doktorunuza başvurunuz

Yaban Mersini

Genel Olarak
Ilıman ve tropik karakterli iklimlere adapte olmuş çalı formunda bir bitkidir. İngilizce blueberry (billbery) olarak bilinir. Bu bitki ülkemizdeki literatürde Yaban mersini olarak bilinir. Ancak yetiştiği farklı coğrafyalarda farklı adlarla da bilinmektedir. Örneğin; Rize’de Likapa, Trabzon’da Ligarba, Lifos veya Trabzon Üzümü, Rize Pazar ilçesinde Kaskanaka, Rize Ardeşen İlçesinde Çera (Çela), Artvin’de Morsivit veya Mahabak, Giresun’da Çalı Çileği, diğer bölgelerde ise Ayı Üzümü, Çay Üzümü veya Çoban Üzümü.
Yaban mersini; 30cm-1 metre arasında boyu olan ve genelde mayıs aylarında çiçek açan bir bitkidir. Güz aylarına doğru olgunlaşır olgunlaştığında meyveleri mavi renklidir. Meyvesinin dışında “yapısında bulunan maddelerden dolayı” puslu bir görüntü mevcuttur. Bu görüntü içeriğindeki yüksek tanenleşmeden dolayıdır.
Tarihi Olarak
Aslında yaban mersini yüz yıllardır bilinen bir meyvedir 1862 lere kadar uzanan bir literatür geçmişi vardır. Ancak yaban mersininin ünü, 2. dünya savaşı sırasında uçak pilotlarının görme yeteneklerini artırdığının anlaşılmasıyla yayılmıştır. Yaban mersini hakkında 1960 lardan sonra çeşitli laboratuar ve klinik deney araştırmaları yapılmıştır. Yaban mersini bütün bunların sonucunda günümüz modern tıbbının tedavi destekleyici meyveler literatüründe iyi bir yer edinmiştir. Yaban mersini hakkında Osmanlı döneminde de bazı kaynaklara rastlanmaktadır bu kaynaklarda yaban mersininin ticari bir bitki olduğundan bahsedilmektedir.
Etken Maddeleri Nelerdir?
Yaban mersininde diğer bütün şifalı bitkilerden daha fazla oranda anti oksidan madde vardır. Yalnızca bu özelliği dahi yaban mersinin önemli şifalı bitkiler kategorisine sokmaktadır. Genel olarak yaban mersininde;
  • Antosiyanidinler
  • Tanenler
  • Alkoloidler(myrtine, epimyrtine)
  • Fenolik asitler
  • Glikozitler
Hangi Rahatsızlıklara iyi gelmektedir
Yaban mersini Damarlar üzerinde oldukça etkilidir. Bu durumda yaban mersini, damarla ilgili olan
  • Varis
  • Basur(hemoroid)
  • Romatizmal ağrılar
  • Kan damarlarının tıkanması
  • Damar sertliği
  • Akciğer amfizemi
  • Zayıf kılcal damarların güçlendirilmesi.
  • Artrit(eklem iltihaplanması) rahatsızlıklarının tedavisin de yardımcı faktördür.
Diğer yandan yaban mersini gözde olumlu etkileri olan bir besindir. Bu durumda
  • Göz yorgunluğu,
  • Miyopluk,
  • Katarakt,
  • Karasu (Glokom: Göz tansiyonu),
  • Şeker hastalığından kaynaklanan görme bozuklukları (Diyabetik retinopati),
  • Gece körlüğü, gibi rahatsızlıklarda oldukça etkili bir meyvedir.
  • Tavuk karası (retinitis pigmentosa) hastalığının ilerlemesini yavaşlatıcı
Gözle ilgili olarak başkaca
  • Gece görüşünü artırıcı,
  • Göz kamaşmasını giderici,
  • Retinayı güçlendirici, olarak ta kullanılabilir.
Mide rahatsızlıklarıyla ilgili olarak yaban mersini
  • Bulantıyı baskılayıcı
  • Mide kramplarını önleyici ,
  • Ülser önleyici olarak kullanılır
Kullanım şekli
Likapa taze meyve olarak kullanılabildiği gibi kurutulmuş olarak ta kullanılabilir. Diğer yandan marmeladı da oldukça yaygın olarak tüketilmektedir. Aktarlardan elde edilen genelde kurutulmuş meyveler çay şeklinde demlenip içilebilmektedir. Ayrıca meyve sularına katılan bir kokteyl tamamlayıcı olarak kullanıldığı da sık karşılaşılan bir durumdur.
Nasıl Temin Edilebilir?
Yaban mersini meyve olarak büyük marketlerde bulunabilir. Kuru olarak ise genellikle aktarlarda satılır. Öğütülmüş toz olarak yine aktarlarda satıldığı gibi. Tabletler şeklinde extratları da bulunmaktadır. Bu şekildeki ürünleri eczanelerden, aktarlardan veya internet üzerinden online satış mağazalarından alabilirsiniz. 

Yeşil Çay Ve Faydaları

Giriş:Yeşil çay
Bu makalede Yeşil Çayla ilgili bilmek isteyeceğiniz tüm orijinal bilgiler bulunmaktadır. Fakat aşağıda bahsedilen faydaların sadece bir kısmı bilimsel araştırmalara dayanmaktadır. Geri kalanı ispatlanamamış iddialardır. Bu bakımdan yeşil çayın faydaları ile ilgili okuduklarınızı uygulamanız halinde oluşacak olumsuz durumlardan sitemiz sorumlu değildir. Bağışıklık sitemi zayıf olanlar, herhangi bir kronik rahatsızlığı olanlar doktoruna danışmadan yeşil çay kullanmamalıdır. Örneğin Troid hastaları yeşil çay kullanımında kendi iradeleri ile hareket etmemelidir. Kesin olan bir şey varsa o da yeşil çayın doğru hazırlanıp tüketildiği takdirde sağlığa son derece faydalı olacağıdır.

Yeşil Çay nedir? Nasıl yapılır?
Camellia sinensis yapraklarından üretilir. Siyah çay ile aynı bitkiden üretilir fakat gördüğü işlem çok farklıdır. Yeşil çay kısa bir işlemden sonra fermantasyona uğramadan fazla oksidasyona uğramadan kullanıma hazır hale getirilir, ancak siyah çay daha çok kavrulur ve fermantasyona uğrar bu da siyah çayın içindeki antioksidanları kaybetmesine yol açar. Yeşil çay içindeki kateşin maddesi, yeşil çay çok işlem görmediği için kaybolmaz bu madde özellikle polifenolle birlikte çok etkilidir. Yeşil çay yaklaşık 5000 yıldır Çin’de, Japonya’da ve Hindistan’da tıbbi amaçlarla kullanılmıştır.

Yeşil Çayın içindekiler(etken maddeleri):
Yeşil çay içindeki aktif maddeler kateşinler, epigallokateşin gallat (EGCG) gibi flavonoidler, polifenoller vardır. E vitamini açısından zengindir, Yeşil çay da krom, manganez, selenyum ve çinko gibi ve bazı phytochemical bileşikler karotenoidler, tokoferol, askorbik asit (C vitamini), mineraller bulunur. Güçlü bir antioksidandır içerisindeki mükemmel bileşenler sağlıklı yaşam için doğanın bize sunduğu armağanlardır.

Yeşil çay nasıl kullanılmaldır/ yeşil çayın hazırlanışı
Yeşil çay ya da yeşil çay extratı satan bazı firmalar günde 12 bardağa kadar içilebileceğinden bahsetmiş olabilirler bu sayıya çıkmanızı asla tavsiye etmiyoruz. Hatta toz halindeki yeşil çay ekstratlarini kullanmamanız daha sağlıklı olacaktır. Zira karaciğerinize yük binebilir onun yerine yaprak halinde satılan yeşil çayları kullanınız. Bir büyük fincana 1-2 çay kaşığı yeşil çay atabilirsiniz. Yeşil çayı kaynatmayınız yeşil çayın üzerine kaynamış su ekleyerek demleyiniz, demlenme süresi 2 dakikadan az 6 dakikadan fazla olmamalıdır.(bu konuda çeşitli görüşler mevcuttur) İçerisine şeker koymayınız(şekersiz içemeyenler ekleyebilir) Şeker yerine bal koyabilirsiniz ayrıca yeşil çayınıza nane ya da zencefil de ekleyebilirisiniz. Yemeğin üstüne Yeşil Çay içmeyiniz sabah aç karınla ve yatmadan önce aç karınla içerseniz çok faydalıdır. Bilmediğiniz kalitesine inanamadığınız yeşil çayları almayınız.
Yeşilçayın faydaları aşağıda sayılacaktır fakat içerek tüketmenin dışında yeşil çayın şu şekilde faydaları da vardır. Yaralı bölgeye tampon yapabilirsiniz, gözleriniz şişmiş ise bir beze yeşil çayı koyup soğutur gözlerinize koyarsanız şişlikleri indirecektir. Yeşil çayınız poşet çay ise direk buzdolabında bekletip kullanabilirsiniz. Ayak mantarı için ayağınızı ılık yeşil çay içerisinde bekletebilirsiniz Yeşilçayın anti bakteriyel ve antiviral özelliğinden dolayı bir çok alanda kullanılabilir, yeter ki kullandıktan sonra kullandığınız bölgeyi durulamayın.


yeşil çayın faydalarıYeşil çayı günde kaç fincan içmeliyiz?
*Hiç içmeyenler En az 1 fincan içmelidir.
*En mantıklısı günde 2-3 Fincan içilmesidir
*5 fincandan fazlası size zarar verebilir.
Bu konuda benim en çok güvendiğim kaynak 2002 yılında başladığı araştırmayı 2006’da tamamlamış olan Japon bilim adamı Kuriyama’nın tavsiyesidir. Kuriyama herkesin günde en az bir fincan yeşil çay içmesini öneriyor günlük iki ya da 3 fincan çayın çok faydalı olacağını söylüyor 5 fincana kadar zararı yok.
Uyarı: Yeşil çay asla aşırı sıcak içilmemelidir. Antioksidan içerdiği için yemek borusu kanseri oluşumunu hızlandırabilir

Yeşilçayın Faydaları:

Yeşilçayın faydaları hakkında bilinenler son yıllarda yapılan araştırmalarla daha da artmıştır. Japonların uzun yıllar yaşamasının temel nedeni olarak yeşil çay tüketimi gösterilmektedir. Yeşil çayın bir tedavi yöntemi olmadığı destekleyici alternatif bir yöntem olduğu unutulmamalıdır.
  • Yeşil çay insan ömrünü uzatır ve insan sağlığına çok faydalıdır!
  • Diyet yapanlar muhakkak kullanmalıdır!
  • Anti hipertansif etkisi, anti bakteriyel etkisi, antiviral etkisi ve nöroprotektif etkisi vardır.
  • Uyarı:Şimdi yeşil çayın 30 dan fazla kanıtlanmış faydasını aşağıda okuyacaksınız fakat vakti olamayanlar için en önemlilerini belirteyim
  • Kalp rahtsızlığı olanlar, Obezite, Parkinson, Alzheimer gibi hastalıklar bazı kanser türlerinde yeşil çay çok ama çok faydalıdır.
  • Japon bilim adamı Prof. Shinichi Kuriyama 4 yıl süren bir araştırmadan sonra yeşil çayın kalp hastalıklarına iyi geldiğini keşfetmiştir. Kuriyama’nın Japonya’daki Tohoku University in Sendai adlı üniversitesinde yaptığı yeşil çayla ilgili araştırmalara göre: (ilk 6 madde)
  • Günde 5 fincan ve daha fazla yeşil çay içenler günde 1 fincandan az Yeşil Çay içenlere göre tüm hastalıklardan ölme oranları % 16 daha düşüktür. Yani Günde 5 fincan çay içenlerin ölüm riskleri %16 daha azdır.
  • Günde 5 fincan çay içen kadınlar diğer kadınlara oranla %31 oranında kalp hastalıklarından korunmuş olurlar.
  • Bu da demektir ki kadınlar yeşil çayın sağladığı faydalar konusunda, erkeklerden daha avantajlıdırlar.
  • Yapılan bu araştırmaya göre Siyah çayın da çok az bir faydasının olduğundan bahsedilmiştir fakat yeşil çay kadar etkili antioksidanlar içermemektedir.
  • Yeşil çayın Kansere faydası olduğu tespit edilmiş fakat Kardiyovasküler rahatsızlıklar (kalp hastalıkları) konusunda çok daha etkili olduğu belirlenmiştir.
  • Yeşil çayın içindeki Polifenol adlı antioksidanlar Kalp hastalıkları için son derece faydalı eşsiz bileşenler içerir
  • Kalp hastalıklarını önlemede ve yavaşlatmada yeşil çay içenler içmeyenlere göre %26 daha az risk taşımaktadırlar.
  • Bakteriyel ve viral hastalıklara karşı direnç sağlar
  • Nörodejeneretif hastalıkların önlenmesinde etkilidir.
  • Alerjilere iyi gelir
  • Artrit’ e iyi gelir
  • Kemik- mineral yoğunluğunu arttırır
  • Bağışıklık geliştirmeye yardımcı olur.
  • Grip belirtilerini ve soğuk algınlığının yok etmede önemli bir yardımcıdır.
  • Meme, pankreas, yumurtalık, kolerektal, ağız, kolon ve prostat kanseri gibi çeşitli kanser türlerine karşı müdahalede yeşil çay faydalıdır.
  • İltihapları ve ödemleri engeller
  • Diyabetle mücadelede yeşil çay size faydalı olabilir.
  • İnmeleri engellemede etkilidir.
  • Zindelik verir.
  • Kan basıncını düzenler
  • Obezite ve damar hastalıklarında dengeli beslenme ve egzersizle birlikte uygulandığında çok faydalı sonuçlar vermektedir
  • Şeker hastalığını önlemede son derece faydalıdır.
  • Alzheimer hastalığına ve hafıza bozukluğuna faydası araştırılmaktadır.
  • Parkinson hastaları için muhakkak kullanılması gereken bir bitkidir.
  • Diş çürümesini engelleyicidir.
  • Serbest radikallerden vücudu korur.
  • Lösemi’de gerileme sağlar
  • Böbrek taşlarının düşürülmesinde etkilidir.
  • Yorgunluğun önlenmesi etkilidir
  • Berberi hastalığının tedavisinde kullanılmıştır.
  • Migreni hafifletir
  • Ağız kokusunu giderir
  • Boğazımıza ferahlık hissi verir.

Yeşilçayın Kanıtlanamamış Faydaları:
1- Multipl skleroz tedavisinde faydalıdır
2- Alzheimer ve Parkinson hastalığını durdurmada faydalıdır
3- Hücre bozulmalarını engellemede faydalıdır
4- Yeşil çay içmek, total kolesterol düzeylerini düşürür, iyi (HDL) kolesterolü düzenler, kötü kolesterolün (LDL) düşürülmesini sağlar. (Bu maddeden emin değiliz bir çok ciddi site kolesterolü düşürdüğü yazmakta)
5- Ekstradan kalori yaktırdığı söylenmektedir. (Aslında mevcut vücut yağlarını metabolizmayı hızlandırarak yaktığını söyleyebiliriz ama bu bize fazladan bir dilim ekmek yeme hakkı vermez)
6- HIV virüsüne karşı etkisi tam bilinmemektedir

Yeşil Çay’ın zararları:
yeşilçayın faydaları
Sık idrara çıkma, Bulantı, kusma, uykusuzluk gibi zararlar söz konusu olabilir. Kafeine hassasiyeti olanlar içmemelidir.
He ne kadar kalp hastalıklarına iyi geliyor olsa da kalp, böbrek hastalıkları olanlar, psikolojik rahatsızlığı olanlar, pıhtılaşma sorunu yaşayanlar ve kanser hastaları doktorlarına mutlaka danışmalıdırlar. Hamile kadınlar, bebek emzirenler doktorlarına muhakkak danışmalıdırlar. Yeşil çayın erkeklere zararlı olduğu konusunda bazı sitelerde bilgiler var fakat araştırmamızda bu tür bilimsel bir bilgiye rastlamadık sadece kadınların yeşil çaydan organizma olarak daha çok faydalandıklarını söyleyebiliriz.

Püf Noktası: Yeşil çayın içindeki kafein uykusuzluk yapıyor ve bazı hastaların kafein alması yasaktır. Bu nedenle yeşil çayın kafeinini azaltmak için yeşil çayı ilk demlediğiniz zaman 30 saniye bekleyip oluşan demi döküp tekrar demlersiniz, böylece kafeinin zararlı etkisini bir nebze de olsa ortadan kaldırmış olursunuz fakat kahvedeki kafeine göre yeşil çaydaki kafein miktarı çok daha azdır. İlk demi dökmeniz antioksidanların varlığını da azaltacaktır.
Yeşil Çay makalesi sitemiz tarafından çeşitli kaynaklar taranarak yazılmıştır. Linkleri silinerek doğrudan kopyalanamaz ve yayınlanamaz. Ancak kaynak gösterilerek diğer yayın organlarında yayınlanabilir.
KAYNAKLAR:
Shinichi Kuriyama, MD, Pr.D., araştırmacı, Tohoku Üniversitesi Tıp, Sendai, Japonya; Kuang-Yuh Chyu, MD, Ph.D., tıp yardımcı doçent, University of California, Los Angeles, personel kardiyoloji, Cedars-Sinai Medical Center, Los Angeles;
Robert Vogel, MD, profesör, tıp, Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi, Baltimore, 13 Eylül 2006, Journal of American Medical Association.
http://www.lef.org/magazine/mag2008/apr2008_New-Research-On-The-Health-Benefits-Of-Green-Tea_01.htm
http://yourtotalhealth.ivillage.com/long-life-may-be-your-cup-green-tea.html
http://www.wisegeek.com/what-is-green-tea-extract.htm
http://en.wikipedia.org/wiki/Green_tea
http://chinesefood.about.com/library/weekly/aa011400a.htm
http://www.umm.edu/altmed/articles/green-tea-000255.htm


KAYNAK: http://www.sagliksifa.com/488-Yesil-Cay-ve-Faydalari.html

Bin Derde Deva ÇÖREK OTU(Hadislerde övülmüş Bitki)(nigella Sativa)

Genel Olarak
çörek otu her derde devadırPeygamber(S.A.V) tarafından övülmüş olan çörekotu bitkisi dünyanın değişik yerlerinde değişik isimlerle bilinir ve destekleyici tedavide de bolca kullanılır. Açık mâvi renkli çiçekler açan ve 20-40 cm boyunda bir senelik, otsu bir bitkidir çörek otu. Yol kenarları ve özellikle ekin tarlaları içinde bulunur. Gövde dik ve kısa tüylüdür. Yaprakların alttakileri saplı, üsttekileri sapsızdır. Çiçekler uzun saplı ve tek tektir. Taç yaprakları iki parçalı ve bal özü bezleri taşıyan 8 tâne küçük parça hâlindedir. Meyveleri çok tohumlu olup, tohumlar siyah renkli ve oval şekillidir. Güney Avrupa, Balkan memleketleri, Kuzey Afrika, Türkiye ve Hindistan’da yetiştirilmektedir.
Tarihi Olarak
Çörek Otu asırlar boyunca, bitkisi ve yağı ile birlikte, Afrika’da, Asya’da ve Ortadoğu’da, günümüzde ise Amerika ve Avrupa’da milyonlarca insan tarafından “sağlıklarını desteklemek için” kullanılmaktadır. Aromatik bir baharat türü ve siyah rengi hariç susam tohumuna benzer olan çörekotu, geleneksel olarak çeşitli durumlar ve tedaviler için mükemmel bir ilaç olarak da kullanılmıştır.,
İslam alimleri de peygamberlerinin övmüş olduğu bu bitkiye bigane kalamamış ve hakkında bolca eser yayınlamışlardır. El-biruni ve ibn-i Sina bunlardan bazılarıdır.
Günümüzde ise özellikle Amerika ve Avrupa’nın elit bilim merkezlerinde çörek otu hakkında araştırmalar yapılmakta ve her geçen gün yıldızı parlayan bu şifalı bitki hakkında kesin kanıtlar elde edilmektedir.
Çörek Otunun Etken Maddeleriçörek otu yagı soğuk veya sıcak presle elde edilir
Takriben %21 protein, %38 karbonhidratlar ve %35 bitkisel yağlardan oluşmaktadır. İçeriğindeki aktif maddeler, nigellon, thymoquinon ve uçmayan yağlardır. Diğer maddeler ise, linoelik asit(Omega-6, Omega-3), oleic asit, palmitik asit, kalsiyum, sodium, potasyum, demir, çinko, bakır, magnezyum, selenium, fosfor, vitamin A, vitamin B, vitamin B2, niasin ve vitamin C dir.
Yukarıdaki maddelerden özellikle nigellon ve thymoquinon etken maddeleri çörek otunun destekleyici özelliğiyle doğrudan alakalıdır.

Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
1- İlk olarak çörek otu bir hastalık durumunda kullanılabileceği gibi günlük veya gün aşırı olarak öylesine de tüketilebilir. Aşırı alınmadığı taktirde herhangi bir yan etkisi ve zararı bildirilmemiştir.(not: Alerjinizin olmadığını var sayıyoruz.)
2- Çörek otu Bağışıklık sistemini güçlendirir.
3- Vücudu tahrip eden mikroplara karşı vücut direncini artırır.
4- Kanserden AİDS e kadar bir çok hastalıkta kullanılabilir.
5- İltihaplı vakalarda iltihap engelleyici olarak kullanılabilir.
6- Nefes darlığı ve solunum yolları hastalıklarında iyi bir yardımcı etken olduğunu defalarca kanıtlamıştır.
7- Çörek Otu özünün(yağından bahsediliyor) meme, prostat, cilt kanseri gibi bazı kanser türlerinde kanser hücrelerinin gelişmesini yavaşlattığı görülmüştür
8- Bayanlarda sıkça görülen rahim ve vajinal iltihaplara iyi geldiği bilinmektedir. (Bunu, iltihabı ve akıntıyı meydana getiren mantar hücrelerini yutan vücut savunma hücrelerini destekleyerek başarmaktadır.)
9- Çörek Otu Karaciğeri Tahripten Korur şifalı bitkiler
10- Ayrıca bu mucizevi bitki canlılarda biriken zararlı toksik zehirleri de baskılar ve onların vücuttaki zararlı etkilerini en aza indirir. Özellikle hava kirliliği yaşanan illerimizde ki insanlarımızın bu mucizevi bitkiden her gün almaları gerçekten faydalarınadır.
11- Kolon kanserini engeller.
12- Şeker hastalığına Karşı sonderece fatdalıdır.
13- Yüzyılımızın hastalıklarından birisi de alerjidir. Özellikle gelişmiş ülkelerin insanları “nedeni anlaşılamayan bir şekilde” hemen hemen her maddeye karşı alerji geliştirebilmektedir. Çörek otunun alerjik reaksiyonlarda vücudu baskılayıcı rol oynadığı Berlin Charite Ünv. Tarfından kanıtlanmıştır.
14- Egzama gibi rahatsızlıklarda çörek otu iyi bir iyileştiricidir.
15- Romatizmal hastalıklar.
16- Mide rahatsızlıkları ve reflü.
17- Böbrek hastalıkları.
18- Alkolün zararlı etkilerinin en aza indirilmesi.
19- Kalp damar hastalıkları.
20- Anti oksidan oluşu.
21- Kolesterolün düşürülmesi.
22- Hiper Tansiyon(yüksek tansiyon) vakalarında.
23- Uyarıcı etkilerinden dolayı; hemoroit, hepatit, nezle, ishal, öksürük ve tenya gibi etkiler.

En genel Olarak Çörek Otunun Faydaları Şu Şekilde Sıralanabilir;

• Mikrop, virüs ve mantarlara karşı öldürücü tesire sahiptir.
• İfraz boşaltıcı ve solunum borusunu genişleticidir.
• Kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
• Kan şekerini düzenler.
• Yorgunluk halini giderip zindelik verir.
• Damar hastalıklarını önler.
• Cinsel gücü arttırır.
• Hazmı kolaylaştırır.
• Vücuttaki toksinleri süzerek atar.
• İdrar söktürücü özelliği ile safraya iyi gelir.
• Yaraların çabuk iyileşmesini ve hücrelerin yenilenmesini hızlandırır.
• Alerjileri önler. Çörekotu• Savunma sistemini dengeler.
• Hormon sistemini ve ruh hâlini sağlamlaştırır.

Hastalıklara Göre Çörek otunun Kullanım Şekilleri;
Astım ve Bronşiyal Problemler (Uzak Doğu, Orta Doğu ve Malezya)
Kahve içerisine bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırılır. Günde iki defa alıır. Aynı zamanda, her gece Çörek otu yağı ile göğüs ovulur ve kaynar su içindeki Çörek otu yağının buharı nefesle içeri çekilir.
Sırt ağrısı ve diğer Romatizma çeşitleri (Orta Doğu ve Malezya)
Az bir miktar Çörek otu yağı hafifçe ısıtılır ve daha sonra romatizmalı alan yoğun bir şekilde sıvazlanır. Günde üç defa da yağdan bir çay kaşığı içilir.
Şeker Hastalığı (Hindistan)
Bir fincan bütün Çörek otu, bir fincan su teresi veya hardal tohumu, yarım fincan nar kabuğu ve yarım fincan şahtere otu karıştırılır. Toz haline getirmek için mikserden geçirilir. Bir ay boyunca, Hergün kahvaltıdan önce bir çay kaşığı Çörek otu yağı ile birlikte bir çay kaşığı karışım alınır.
İshal (Hindistan ve Orta Doğu)
Bir fincan yoğurt ile bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırılır. Belirtiler kayboluncaya kadar karışımdan günde iki defa içilir.
Kuru Öksürük (Orta Doğu ve Kuzey Afrika)
Kahve içerisine bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırılır ve günde iki defa alınır. Göğüs ve sırt Çörek otu yağı ile ovulur.
Grip ve Burun Tıkanıklığı (Genel)
Herbir burun deliğine 3-4 damla Çörek otu yağı akıtma, burun tıkanıklığını ve kafanın soğuk algınlığı ızdırabını giderebilir.
Saçın Kırlaşması(Genel)
Çörek otu yağı ile düzenli bir şekilde saçlara masaj yapılması, saçların erken kırlaşmasını önleyebilir.
Saç Dökülmesi(Hindistan ve Orta Doğu)
Kafa derisinin tamamına limonu darbeli bir şekilde sürün ve takriben 15 dakika böylece hareket edin. Sabunlayın. Durulayın ve saçların tamamını kurulayın. Daha sonra Çörek otu ile kafa derisinin içine masaj yapın. Kahve veya çaya bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırarak için.
Saman Nezlesi (Orta Doğu)
Bir yemek kaşığı Çörek otunu bir bardak limon suyuna karıştırın. Belirtiler giderilinceye kadar, günde iki kez alın.
Baş ağrısı (Genel)
Alın ve kulaklara yakın yüz kısımları Çörek otu yağı ile ovulur ve kafa bandajlanır. Aynı zamanda bir çay kaşığı Çörek otu kahvaltıdan önce alınır.
Sağlıklı Cilt (Hindistan)
Bir çorba kaşığı Çörek otu yağı ile bir çorba kaşığı zeytin yağı karıştırılır. Bu karışım ile yüz ovulur ve en az bir saat böyle devam edilir. Sabunla yıkanır ve durulanır.
Yüksek Tansiyon (Hindistan)
Kahvaltıdan önce her sabah iki diş sarmısakla birlikte herhangi bir içeceğe bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırarak alın. Çörek otu yağı ile bütün vücudunuzu ovun ve üç günde bir kez 1.5 saat güneş ışınlarına maruz bırakın. Bu işlemlere bir ay devam edin.
Uyuşukluk ve Yorgunluk (Türkiye)
Bir bardak saf ve taze portakal suyu ile bir çorba kaşığı Çörek otuna her sabah 10 gün boyunca devam edilir.
Hafıza Düzeltme (Orta Doğu)
100 mg kaynatılmış nane içerisine bir çay kaşığı Çörek otu yağı karıştırılır ve 15 gün içmeye devam edilir.
Kas Ağrıları (Genel)
Ağrıyan yerler Çörek otu yağı ile ovulur.
Sinirsel Tansiyon Stresi (Hindistan)
Bir fincan çay veya kahve ile bir çay kaşığı Çörek otu günde 3 kez alınmaya devam edilir.
İktidarsızlık (Genel)
200 g zeytin yağlı öğütülmüş Çörek otu tohumu, 100 g günlük, 50 g Çörek otu yağı, 50 g zeytin yağı, 200 g saf bal güzelce karıştırılır. Her öğünden sonra bir çorba kaşığı alınır.
Uyku Bozukluğu (Genel)
Balla karıştırılmış herhangi bir sıcak içeceğe bir çay kaşığı Çörek otu yağı ilave edilip akşamları içmeye devam edilir.
Diş ağrısı ve Diş eti iltihabı (Genel)
Önce sirke ile birlikte Çörek otu tohumları pişirilir. Çörek otu yağı ilave edilir. Diş ağrısı ve diş eti iltihabını gidermek için bu karışımla ağızda gargara yapılır.
Ülserler(Yaralar) (Endonezya ve Hindistan)
Ateş üzerinde Çörek otu tohumları kavrulur. Süsen kökü yağı ile veya kına bitkisi yağı ile karıştırılır ve merhem haline getirilir. Daha sonra cerahatlı yaralar üzerine yayılır. Sonra sirke ile muamele edilerek yıkanır.
Çörek otu Tohumu mu? Çörek otu yağı mı?
  1. Tezde Çörek otu tohumunun lifli yapısının sindirilemediği bu durumun çörek otunun etkinliğini azatlığı savunulmaktadır. Bu durumda çörek otu yağının daha faydalı olduğu söylenir. Çörek otu
  2. tezde ise çörek otu tohumundaki lifli yapının tohumda bulunan etken maddeleri vücuda yavaş yavaş ama etkili bir biçimde verdiği ve aşırı dozları engellediği söylenir.
Bu iki tezin de bilimsel verilerle kanıtlandığı söylenemez. Kimin haklı olduğunu ancak uzun yıllar deneme yanılma yöntemi bize gösterecek.
Ticari şekilleri ve Temininde Dikkat Edilecek Hususlar
Değerli ziyaretçilerimiz gerek sitemizdeki sponsor bağlantılardan gerekse internetten arayarak çörek otu tohumu ve çörekotu yağının ticari takdimlerine ulaşabilirsiniz. Ancak, dikkat etmeniz gereken en önemli şey Çörek otu yağının nasıl elde edildiğidir.
Çörek otu yağı 2 türlü elde edilmektedir. 1. si soğuk pres yoluyla. 2. si sıcak pres yoluyla. Sıcak pres yolunda daha fazla çörek otu yağı elde edilir ve bu soğuk presten daha hızlı ve daha az masraflıdır. Fakat sıcak pres sırasında çörek otu yağı ısıya dayanamaz ve özelliklerini yitirir. Bundan dolayı biz sıcak pres yöntemiyle elde edilmiş çörek otu yağını tavsiye etmiyoruz. Bir ürünü alırken özellikle sorun ve soruşturun tercihiniz soğuk pres yoluyla elde edilmiş çörek otu yağı olmalıdır.